+10 344 123 64 77
Category 2 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Category 2 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhabalar.Eşimin tayini Şanlıurfa'ya ilk çıktığında (1,5 yıl önce) Erzurum'dan Urfa'ya nasıl gidileceği konusunda başta internetten pek çok araştırma yaptım.Ancak bu konuda doyurucu bir bilgiye ulaşamadım.Sonuçta iş başa düştü ve otobüs firmalarını tek tek dolaşmaya başladım.Eğer benim gibi bu ulaşım sorunuyla karşı karşıya olan arkadaşlarımız varsa en azından benim gibi yüzlerce gereksiz sayfada,hiçbir bilgiye ulaşamadan saatlerini harcamasınlar diye bu konuya değinmek istedim.



Erzurum ile Şanlıurfa arası yaklaşık olarak 500 km.Başta yakın gibi görünebilir.Ancak Bingöl'ün dağları bu mesafeyi neredeyse iki katıymış gibi hissettiriyor insana.Bir hayli zaman kaybediyorsunuz.Neyse.Erzurum'dan Urfa'ya gitmek isterseniz bir gün birkaç farklı seçenek mevcut.Has Bingöl Turizm ile ortak olduğunu düşündüğüm Öz Bingöl firması var.

Bu firmanın araçları yarım otobüs diye tabir ettikleri "İsuzu" , "Sultan" tarzı minibüsler.Araçların kalkış saati sabah 8..Biletlerini Erzurum Otogarı ve şehir merkezindeki Esadaş bürosundan bulabilirsiniz.Bu raçlar direkt olarak değil de aktarmalı olarak Urfa'ya götürüyorlar sizi.Yani minibüs ile Diyarbakır'a kadar gidiyorsunuz ve burada kendi imkanlarınızla Diyarbakır Otogarı'na gidip oradan hemen her saat başı mevcut olan Urfa araçlarından biriyle devam ediyorsunuz yolculuğunuza.Bu araçlar genelde Travego veya Fortuna'lar oluyor.Eğer Erzurum'dan çıkıp aynı gün içerisinde Şanlıurfa'da olmak isterseniz ( Saat 17:30 civarı) bu seçenek sizler için uygun olacaktır.Tabi illa büyük otobüsle gitmek isterseniz o ayrı..

Diğer bir seçenek de Kafkas Kars gibi firmaların her gün saat 16:00 veya 17:00 (bu seçenekle seyehat etmediğimden kesin bir bilgi veremiyorum saat konusunda) dolaylarında direkt olarak Urfa Otogarı'na (Ki oldukça kötü ve eski bir otogar,Modern otogarın inşaatı başlamıştı en son) sizi götürüyor.Yaklaşık 11,12 saatlik bir yolculukla.

Ücretler ise en son bir ay önce geldiğimde Erzurum-Urfa: 45 TL, Urfa Erzurum:40-45 TL civarındaydı.

Eğer Urfa'dan Erzurum'a dönüş yapmak isterseniz,Urfa'dan her gün saat 14'te Has Bingöl'ün aracı (Erzurum'a varış:Gece 01:30 suları),Kafkas Kars'ın her gün akşam saat 19'daki aracı mevcut.Bu araçlar genelde 403 oluyor.Yarım otobüs sözkonusu değil dönüşte.Ancak son çare olarak Diyarbakır'a gidip( Her saat başı Urfa-Diyarbakır araçları bulunuyor) oradan , Öz Bingöl'ün yarım otobüsleriyle akşam saat 22:00'de dönüş yolculuğuna çıkmak.


Hepinize kazasız belasız yolculuklar.
Bu aralar kuyruklarla oldukça haşır neşir olmaya başladım.Dün elektrik faturası bugün ise okul harcını yatırmak için bir hayli sıra beklemem gerekti.Paramızla rezil oluyoruz durumuna güzel bir örnek olması gerekirken ben bu kuyrukta bekleme işini sevmeye başlamıştım.Kuyrukta beklerken diğer insanları gözlemlemek oldukça eğlenceli bir iş haline geldi.Öyle ki insanların gözlerine bakarak düşüncelerini anlayabilme boyutuna kadar varmıştı iş.İyi mi kötü mü bilmem iki gündür hep çok kalabalık kuyruklarda bulunmam vesiledir bu yazıyı yazmama.



sira bekleme psikolojisi

İlk olarak Tedaş kuyruğuyla başladım gözlemlemeye.İçeri girdiğimde uzunca bir kuyruk ve sıkkın insanlar gözüme çarptı.En son sıraya geçip haliyle söylendim.Fakat bir süre sonra öndeki ve arkadaki yoldaşlarımı inceleyip garip bir zevk almaya başladım.İlk gözüme çarpan içeriye parayı yatırıp hemen çıkma düşüncesiyle girip kuyruğu görünce suratı ekşiyen kişilerdi.Kesin küfrediyorlardı.Cık cık'layarak son sıraya geçip başlıyorlardı sağa sola sallanmaya.İkinci gözüme çarpan şey ise ön sıralarda olanların arkaya küçümseyen bir bakış fırlatıp "Eziklerrrrr" tarzı bir edayla küçümseyişiydi arkadakileri.Buna paralel olarak arka sıradakiler de kesin öndekilere iyi niyet dileklerini bildiriyordu bu bakışlar karşısında..



PArasını yatırıp kuyruktan çıkanların bakışları ise oldukça havalıydı."Daha bekleyin, beter olun gerizekalılar" der gibi bakıyorlardı resmen insanlara.Karşılığında mahçup bir tavırla başlarını öne eğen kuyruk insanları...Yanımızdan geçerlerken herkes kesinlikle bu adamlara dalmak istiyordu.Kindar bir bakış fırlatarak..

Kuyrukta küçü önemsiz bir soruyla başlayan sohbetler de cabasıydı.Saat veya fatura ile ilgili birşey soruyordu arkadaki.Öndeki ise önde olmanın verdiği tecrübe ve özgüvenle cevaplıyordu soruları bilmiş bir tavırla..Sonra aynı yolun yolcuları olduklarını anlayıp başlıyorlardı koyu bir muhabbete..Bu arada yeni gelenlere bakıp da "Zavallılar" dememek için zor tutuyorlardı kendilerini.

Adım adım ilerlemek kuyruk iinsanı için o anda dünyanın en güzel şeyiydi.O adımlar ki kendileri için küçük fatura için büyük adımlardı.Yılmadan usanmadan yorulmadan atılan o adımlardı zafere bir adım daha yaklaştıran...

Beklerken, telefonla konuşanların muhabbetlerine kulak kabartıp da konuşmalarını kendimce yorumlamak da ayrı bir eğlenceydi.Arkamdaki kişi kız arkadaşıyla bir hayli kibar bir muhabbete girişmişti.Kibar görünmeye çalışıp da komik bir Türkçe konuşan insanların ağzıyla "Peki hayatım sen bak bakalım odaya bir" diyordu.Ama telefonu kapatınca günlük konuşma şekline dönüyordu.

Her neyse sonunda zafere bir adım kalan insanlar görünüyordu.Vezneye ulaşan çanslı kişinin bir arkasındaki kişiler de komik bir görüntü arz ediyordu.Merakla acaba öndeki ne yapıyor? tarzı bakışları,neler olup bittiğini görmek için başını sağa sola götürüp en iyi açıyı yakalama telaşı ve arkadakilere önceden bahsettiğimiz o "Salaklarrrrr" edası bakışını fırlatıyordu tekrar..

Sonuçta paramı yatırıp kuyruktakilerin nefret dolu bakışları arasında asilce yürüyen zafer kazanmış gladyatör havasıyla çıkarken son bir kez arkamı dönüp, filmlerde gördüğümüz gibi gururlu bir bakış atmıştım kuyruğa.


Çok hikaye çıkar bu kuyruklardan..İleride diğer kuyruk maceralarını da anlatacağım..Şimdilik eyvallah...